Vahit YILDIRIM Finans Gündem Röportajı

Vahit YILDIRIM Finans Gündem Röportajı

OSBDER, Gebze OSB ve Enka Civata Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım, yazarımız Fatih Çil yönetiminde yayınlanan Sustainable Economy Dergisi için yazdığı makalede 4. Sanayi Devrimi’nde organize sanayi bölgelerinin önemini anlatıyor. Teknolojiye yatırım yapılmaması halinde dünya ile rekabetin imkansız olduğunun altını çizen Türk organize sanayisinin kaptanı Yıldırım, Endüstri 4.0’ın doğru anlaşılamadığını belirtİtiyor; topyekun  seferberlik isteyerek çok önemli uyarılarda bulunuyor.

Sürdürülebilir rekabet gücüne sahip olmanın şartı; teknolojiye yatırım yapmaktır” diyen Yıldırım şunları kaydediyor: “Sanayi 4.0 yolunda hiçbir adım atamaz isek; küresel ekonominin gerisinde kalmakla birlikte, rekabet edebilmek neredeyse imkansız bir hal alacaktır. O nedenle çalışandan, makinelere, firmalardan, ülkenin ekonomik yapısına kadar geniş bir kitlenin yeteneklerini sanayi 4.0 doğrultusunda artırmamız gerekmektedir. Bunun anlamı, belki de topyekün bir seferberliktir. Ve bence bu yolda hızlı ve çabuk aksiyon alabilecek bölgeler kesinlik ile OSB’lerdir, çünkü teknik, sosyal ve kültürel alt yapı bu bölgelerde hazır durumdadır. Ancak bu açıdan Türkiye çok iyi hazırlanmadı. Öncelikle Sanayi 4.0 doğru anlaşılmadı, hazırlanılmadı. Bu konuda özel teşvikler ve devlet politikası olması gerekiyor, halen bu konuda bir politikamız olmaması beni panikletiyor, halen treni yakalayabiliriz ama 2 ya da 3 yıl sonra tamamen bu tren kaçmış olacak, bu konudaki Avrupa’nın ve dünyanın tuzaklarını görmemiz lazım bu konuda ısrarcı olmalıyız. “

İşte Türk sanayisinin önündeki en büyük imtihanı anlatan makale…

4.SANAYİ DEVRİMİ  IŞIĞINDA ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNİN ÖNEMİ

Resmi başlangıcı 2011 yılı kabul edilen Sanayi 4.0, sadece 4 yıllık bir süre içerisinde teknik bir terim olmaktan öteye geçip, milyarlarca Euro’luk bir piyasa haline gelmiştir.

2020 yılına kadar sadece Avrupa’da, bu alanda yıllık 140 milyar Euro’luk yatırım gerçekleştirilmesi beklenmektedir.

4. Sanayi Devrimi küresel boyutta sanayi üretimini yüksek teknoloji ile donatarak ekonomiden sosyal düzene kadar yapacağı radikal dönüşümler ile yeni bir sanayi devrimine geçileceğini de ortaya koymaktadır.  Üretim süreçlerinin ve ürünlerin daha “akıllı” hale geldiği, değişimin odağında yer alan fabrikalar, giderek akıllanıyor. Akıllı fabrika; öncelikle talep üzerine, isteğe bağlı, yüksek kaliteli, özelleştirilmiş ürün ve hizmetler üretmeyi hedefliyor. Bunu yaparken de verimlilik, hız ve esneklik öncelik konu başlığı olarak öne çıkıyor. Ağırlıklı rolü üretim bandı üzerindeki işlevleriyle sınırlı olan robotların yerini, yükleme ve boşaltma dahil pek çok başka alanda da çalışabilen çok işlevli robotlar alıyor. Dünya ekonomilerine ciddi yansımaları olacak bu büyük teknolojik dönüşümü tüm Türkiye ve biz sanayiciler daha yakından takip etmek zorundayız.

Bizim de politikalarımız 4. sanayi devrimi doğrultusunda güncellenmelidir ki, yüksek gelirli ekonomiler grubuna dahil olabilelim ve bu gelişmelerin dışında kalmayalım. Teknolojiyi kullanma alanındaki başarımızın üçte birini üretmek anlamında kullanabilirsek çok önemli bir yol kat edeceğimiz inancındayım. Bu açıdan belki de topyekun bir seferberliğe ihtiyacımız olacak. Aksi takdirde kaçınılmaz bir son olan, rekabet gücünü kaybetme ve küresel ekonominin gerisinde kalarak vasatlıktan çıkamama ile karşı karşıya kalacağız. Çünkü Sanayi 4.0’a uyum sağlayamayan kaybedecektir.

Ülkemizdeki Organize Sanayi Bölgeleri’nin yapılanmasına baktığımızda da; OSB’ler, kentleşme, sanayileşme ve çevre ilişkilerini düzenleyerek şehirlerin planlı gelişmesine katkı sağlamakta; yatırımcılar için “tek durak ofis” işlevi görmektedir. OSB’ler, KOBİ’lerin gelişmesi ve sanayi politikalarının uygulanması açısından önemli bir araçtır. OSB’ler kümelenme çalışmaları için uygun ortam sağlayan  bölgesel kalkınma politikaları için en uygun araçtır. Sanayinin ülkenin az gelişmiş bölgelerinde yaygınlaşmasının sağlanması için OSB’ler önemli bir kamusal politika uygulama aracıdır. OSB’ler, yatırımcıya alt yapısı tamamlanmış ucuz sanayi parseli sunan planlı bir sanayileşme modelidir. OSB’ler, ülkemizin kalkınmasında ve bölgelerarası gelişmişlik farkının azaltılmasında, katma değer yaratılmasında, istihdam ve ihracat artışında önemli bir yer tutar. OSB’ler, işletme işbirlikleri veya OSB tarafından kurulacak Ar-Ge ve yenilikçilik merkezleri için en uygun ortamlardır. OSB’ler, yatırımcıya altyapısı tamamlanmış ucuz sanayi parseli sunmaktadır. Sanayinin OSB’lerde yapılaşması verimli tarım topraklarının ve su havzalarının korunmasını sağlamaktadır. OSB’ler, Devlet gözetiminde ve denetiminde, sanayicilerin, OSB tüzel kişiliği aracılığıyla kendilerini yönetebilmelerine olanak tanımaktadır. OSB’ler, bölge sanayicisinin ihtiyaç duyduğu çeşitli hizmet ve mal alımları için sinerji kaynağıdır.

Türkiye’nin 1962 yılında çıktığı OSB’ler yolculuğunda bugün de Sanayi 4.0 enerjisini yakalamak zorunda. Bence bu yolda hızlı ve çabuk aksiyon alabilecek bölgeler kesinlik ile OSB’lerdir, çünkü teknik, sosyal ve kültürel alt yapı bu bölgelerde hazır durumdadır. Türkiye çok iyi hazırlanmadı. Öncelikle Sanayi 4.0 doğru anlaşılmadı, hazırlanılmadı. Bu konuda özel teşvikler ve devlet politikası olması gerekiyor, halen bu konuda bir politikamız olmaması beni panikletiyor, halen treni yakalayabiliriz ama 2 ya da 3 yıl sonra tamamen bu tren kaçmış olacak, bu konudaki Avrupa’nın ve dünyanın tuzaklarını görmemiz lazım bu konuda ısrarcı olmalıyız. Bugün dünyadaki ekonomik büyüklük sıralamasında dünyanın 16./17. Ekonomisi durumundayız. Bu sıralamada 20’ye inebilir ya da 12. sıraya çıkabiliriz. Bu bir tahmin değil realitedir. Uygun ortamın ve olanakların yaratılması ve istikrar için devamı içinde ihtiyaç duyulan destek ve teşvikler sağlanmalı, iş ve yatırım ortamının gelişmesi için OSB’lerin tabi olduğu mevzuat ve kurallar, OSB’leri geleceğe taşımaya imkan vermelidir.

Sürdürülebilir rekabet gücüne sahip olmanın şartı; teknolojiye yatırım yapmaktır. Sanayi 4.0 yolunda hiçbir adım atamaz isek; küresel ekonominin gerisinde kalmakla birlikte, rekabet edebilmek neredeyse imkansız bir hal alacaktır. O nedenle çalışandan, makinelere, firmalardan, ülkenin ekonomik yapısına kadar geniş bir kitlenin yeteneklerini sanayi 4.0 doğrultusunda artırmamız gerekmektedir. Bunun anlamı, belki de topyekün bir seferberliktir.